Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

İyi de bugün 3 Mayıs! 

Ata topraklarım Giresun’dayım, Cumhuriyetin ilk eğitmenlerinden, Giresun Bulancak ilçesi Pazarsuyu doğumlu, Pehlivanoğlu sülalesinden dedem merhum Ahmet Yenilmez’in doğduğu topraklarda... 

Giresun ahalisi ağırlıklı olarak Türk’ün Çepni boyundan gelenlerden müteşekkildir! 

Fındığı ile meşhurdur ve Giresun fındığı dünyanın en kaliteli fındığıdır, lakin ne hazindir ki, dünyanın en kaliteli fındığını yetiştiren bu diyarın insanları bir o kadar da dertlidir! Dertlerinin sebebi de ürünlerinin geçimlerine yetecek kadar para etmemesi! Merkezi hükümetlerin bu zamana kadar bir fındık politikalarının olmaması, zaman zaman alınan tedbirlerin de palyatif tedbirler olması, dünyanın en kaliteli fındığını yetiştiren insanların mağdur olmasını doğurmuştur! 

Giresun hamsisiyle de meşhurdur, lakin gelin görün ki fındıkta olan kader hamside, balıkçılıkta da olmuştur! Bir de yanlış miras paylaşımları neticesinde dünyanın en kaliteli fındığını yetiştiren, hamsinin anavatanı olan, bir başka diyarda bulamayacağınız yaylalara sahip Giresunlu memleketinde doyamamış, doyamıyor ve karnını doyurmak için bu cennet köşesi memleketini terk edip gurbettin yolunu tutuyor! 

Bugün ABD’de yaşayan Türk nüfusunun çoğu Giresun’un Yağlıdere ilçesinden gitmiştir dersem, gerisini siz düşünün! 

Bir de elbette Giresun, Karadeniz’in milli mücadelesinde abideleşen daha sonrasında da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın muhafız alay komutanı olan namı diğer Topal Osman’ıyla da meşhurdur! Merhum Topal Osman hakkında çok şeyler yazılıp söylenebilir, ancak gerçek şu ki yüreği vatanı ve Türk Milleti için atan gerçek bir vatanperverdir! Dahası, ben bu “dahası” mevzuuna şimdilik girmek istemiyorum!   

Şu da bilinmelidir ki, bugün ülkemizde dahası Türk’ün savaştığı her yerde bulunan şehitliklerde mutlaka bir “Giresun Gönüllüler Alayı”na rastlarsınız. 

Sadece Topal Osman Ağa değildir meşhuru, Köy Enstitülerinin kurucusu meşhur Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel de Giresun’un Görele ilçesindendir! Hasan Ali Yücel aynı zamanda şiirseverlerin çok iyi tanıdığı Can Yücel’in de babasıdır! 

Hasan Ali  Yücel'in bir başka özelliği de vardır ki, onu özellikle bugün (3 Mayıs) yazmazsam olmaz! 

Merhum Nihal Atsız 1944 yılında, Orhun Dergisi'nde iki yazı yayınlar ve hakkında dava açılır! Daha sonra bu davayı, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in, Orhan Şaik Gökyay’a açtırdığı ortaya çıkar! 

Davanın duruşma tarihi 3 Mayıs 1944’tür ve o gün toplanan gençleri  mahkeme salonu almaz adeta binaya sığmazlar! Mahkeme sonrası toplanan gençler, “Kahrolsun komünistler” sloganlarıyla Ulus Meydanı'na doğru yürüyüşe geçerler! 

İşte, ne olursa bundan sonra olur, dönemin Milli Şefi ve aynı zamanda da CHP Genel Başkanı İsmet İnönü emir verir merhum Nihal Atsız ile irtibatı olan ve o dönem üsteğmen olan merhum Alparslan Türkeş de dahil bir çok kişiyi tutuklatır sonrası tarihe kara leke olarak geçen, “tabutluklar” işkenceler! 

İşte, bu 3 Mayıs, merhum Atsız’ın 1954 yılında teklifiyle, “Türkçülük Günü” olarak kutlanmaya başlar! 

Ne hazin ki, bugün hala “Türk” dünyada, Doğu Türkistan’da hürriyet mücadelesi vermekte! 

Giresun’dayım, Karadeniz sakin mi sakin ve bu hayra alamet değil! 

Buradan özelikle amblemini Türk’ün Kayı boyundan alan partinin idarecilerine ve bu partiye oy vermeyi düşünen Türkçülere sesleniyorum: 

“İyi de bugün 3 Mayıs, siz CHP ile ittifak mı yapıyorsunuz?”